ÖZLEM - SEVGİ ŞİİRLERİ

İçindekiler












HASRET TEPİNİRKEN



Saniyeler zamanı tutup kemirirken
Ahlar düştü yerlere her kırpıntısında.

Gönül gördü hazanı, hasret tepinirken;
Sevda çıktı göklere yer sarsıntısında.

Yaktı, yıktı bu canı öyle gezinirken,
Eller düştü kedere her kalıntısında.

Bu nedir ya Rab aşk mı, azap mı; bitmişim!
Yok olan bir yerlerde kaybolup gitmişim.

                                      1989







ÖZLEDİM



Özledim seni her an özlerim,
Artık yalnızlık çekilmiyor ah…
Ah dedikçe ben, nemli gözlerim
Saplanmış yerden çevrilmiyor ah…

Ah bitse gurbet, seni görsem ah,
Hasretlerimi yola sersem ah,
Sevgimi sana bir göstersem ah,
Ah derim hasret eksilmiyor ah…

İsyanca ahlar her biri günah,
Ne serinletir, ne kalpte ferah,
Ah ah yerine deseydi Allah
Dil ahtan başka dil bilmiyor ah…

Olsa bir ümit, ah demem belki
Ümit bitince haykırdım ilki;
Ey gönül artık şunu da bil ki,
Ah dolu çilen sezilmiyor ah..

Emin’de sevda garip oluyor,
Sevdiği şeyler gaip oluyor,
Nedense keder galip oluyor,
Mağlup olmuyor, yenilmiyor ahh
                                      1989




BENİ SANA ESİR EDEN


Sanma zarif elbisendir
Şu gönlüme tesir eden;
Bambaşka bir cazibendir,
Beni sana esir eden.

Kirpiklerinle yol açıp
Ordan girdin gönlüme sen;
Gönlüne göre kalbimi
Nakış yaptın desen, desen.

Aşk dolu kalbim mahzundur,
Dildir fakat kusur eden;
Gözünün rengine dalmak
Farksız olur mesireden.

Anlatamam bu sevdayı,
Hududu yok anlatamam;
Dilim burada aciz kaldı,
Halime bak anla; tamam.

Saçın, yüzün, endamındır,
Her şeyindir tesir eden;
Gözlerini kırpışındır,
Beni sana esir eden.
                   18.12.1987













HER ZAMAN BÖYLE ALDANIRIM



Gökyüzünü kaplar yalancı bir bulut,
Susamış gönlüme rahmet var sanırım;
İçime doğar da o zaman bir umut,
Hayalen yağmurda biraz ıslanırım.
Ben işte her zaman böyle aldanırım.


Tozması var mı ya yolların ufukta…
Bana doğru gelen biri var sanırım;
İsyan olur sonu, hatadır kullukta;
Sen o zaman gelsen seni zor tanırım.
Ben işte her zaman böyle aldanırım.














DİVAN DURDUM EL PENÇE



Keskin bakan gözlerin,
Bana ferman okuyor;
Dimdik uzun kirpiğin
Kalbe hançer sokuyor.

Yüreğimden vuruldum,
Aşka düştüm, kavruldum;
Bakışınla yoğruldum,
Dilin aşkı dokuyor.

Divan durdum el pençe,
Gönül verdiğim gence;
Gönülde aşk ilk önce
Hilal gibi doğuyor.

Gönlüm cömert, babacan;
Sana feda ola can.
Kalbimdeki heyecan,
Sanki beni boğuyor.
                   22.02.1988













BENİM GÖNLÜMDE



Baksaydın gözüme anlardın sen de,
Neyin estiğini benim gönlümde.
Hürmetle alır da taç yaparım ben,
Senin bastığını benim gönlümde.

Asla mağlup olmaz gönlüm fesada,
Seni seviyorum bu aşk yorsa da;
Başka fırtınalar esip dursa da,
Bozmaz dostluğunu benim gönlümde.

Bu fırtına girdi kalbe bir defa,
Çıkmasın istemem, giremez başka;
Saklarım, öylece kesip atsan da
Senin kestiğini benim gönlümde.
        
                            23.11.1987













TEZAT



Kapamışım musluğu,
Damla, damla sızıyor.
Ben silerim ismini,
Biri yine yazıyor.

Sana olan hislerim,
Hem sevgidir, hem nefret;
Tezat yüklü kalbimde,
Ya aşk dolu, ya gaflet.

Verdiğim en son karar
Yine sevmek oluyor;
Beni saran korkular
Yokluğunda hortluyor.
                   29.11.1987


HAYALİ


Benim yanımda sen varsın ya…
Tarlayı söküp, kazmak güzel;
Papatyaların arasında
Çocuklar gibi gezmek güzel.

Beni çekiyor köy hayatı,
Damda gezeriz, yoktur çatı;
Yanına çekip şu kır atı
Sen’le dört nala tozmak güzel.

Ne dövüşü var, ne kavgası…
Mest eyler suyu ve havası;
Zalim feleğin fiyakası
İki gönül bir bozmak güzel.

Kuralım soylu bir aile,
Olalım köylü bir aile;
Çalışmak tatlı bir gaile,
Seni terimle süzmek güzel.

Bakmam gününe, gündüzüne;
Uzanınca ben yar dizine;
Bakıp, bakıp ela gözüne,
Kendimden geçip sızmak güzel.

Hayaliyim ben hayal ettim,
Mutluluğu bir masal ettim.
Sen hayal ben bir hayalettim,
Hayalden şiir yazmak güzel.
                            11.12.1987














AÇIKLAMAM



Yüreğimde saklı duran
Bir isim var, açıklamam.
Yansam bile duman, duman…
Bir hissim var; açıklamam.

Açıklasam yer yarılır,
Alevlerle ten sarılır,
Albümdeki O kırılır,
Bir resim var; açıklamam.

Dilimden düşmeyen dua,
Yalvarmamak ona, buna;
Adım, adım mutluluğa
Merasim var; açıklamam.
                   23.08.1987









TOYSUN SEVGİLİ



Tatlısın, şirinsin, güzelsin amma;
Çocuksun, küçüksün, toysun sevgili.
Serapsın, rüyasın, hayalsin amma,
Bari, gözler bakıp, doysun sevgili.

Beraber sevmişiz ama ne fayda,
Sevgimiz muallak kaldı uzayda;
Kurduğun hayali gerçekmiş say da
Korkuya aşkın set koysun sevgili.

Yanında her güzel bence değersiz,
Sırlar korur bizi, olmaz askersiz.
İnsanlar bu aşktan kalsın habersiz,
Dünyada ne varsa duysun sevgili.

Alıp bu diyardan giderim amma;
Henüz çok küçüksün, toysun sevgili.
Dünyayı tersine iterim amma;
O gönlün annene doysun sevgili.
                            16.01.1986









VEDA BU ŞEHRE



Sen varsın diye, bin bir ümitle
Kalkıp köyümden, geldim bu şehre.
Dertleşeyim ben, ama kiminle,
Tanıdığım yok burada bir çehre.

Cadde, sokak hep seni aradım,
Bu şehri baştan başa taradım.
Attığım senin için her adım…
Bulamayınca uğradım kahre.

Gece yarısı loş bir otelde,
Görür gibiyim seni hayalde;
İrkildiğim an sanki bir selde
Akmış gibiyim meçhul bir nehre.

Bilinmez gözler dost mu, düşman mı?
Bura getiren aşk mı, tufan mı?
Bilmem ki yoksa geçmiş zaman mı?
Etmeliyim ben veda bu şehre.
                   22.09.1985 (Niğde-Divan Oteli)





YAŞAMAK SENİNLE GÜZEL



Şiirler vezinde güzel,
Yeşiller gözünde güzel.
Sev diye zorlanmaz amma
Yorulmak izinde güzel.

Dünyayı süsleyen her şey,
İnsanı hoş eden her mey,
Müzikte bağlama, ud, ney,
Çalarsak sesinde güzel.

Ayrılık ıstırap verir,
Onu kır, mutluluk getir.
Bu gök, yer, bu dağ, bu şehir;
Gezersek seninle güzel.

Rüzgârlar başında güzel,
Bu hilal kaşında güzel,
Seninle yaşamak inan
Yazın da, kışın da güzel.

Ruhumu doldurur sesin,
Bir melek değilsen nesin?
Mutluluk sendedir kesin,
Ölüm de dizinde güzel.
                   24.08.1987








AĞLARIM



Gurbet elde dertli düştüm, mahzunum,
Her zaman sılayı anar ağlarım.
Bir zamanlar ben de âşık olmuştum;
Kaybolan Leyla’yı anar ağlarım.


Ana, baba, kardeş masaldır artık,
Mazim tanınmaz bir resimdir, yırtık;
Neye bilmem amma, gönlüm çok kırık,
El açıp Mevla’yı anar, ağlarım.

Çekilmez Allah’ım gurbetin kahrı,
Daha çok dayanmaz gönlümün sabrı,
Nefes almak için dertlerden gayrı
Dertsiz fasılayı anar, ağlarım.

Gurbete bağlanır dünya cenneti,
Yine de her gönül biraz istedi;
Bu dünyada gönül bir şey görmedi,
Cennet-i Ala’yı anar ağlarım.
                            28.03.1987








ESKİ DOST



Göz kırpmadan can verdiğim
Sıcak yüzler buz kesildi,
Yollarına gül serdiğim
Dost, ayağın tez kesildi.

Girip de bir kara kedi,
Sana neler, neler dedi;
Seni bana el eyledi,
Iramaya söz kesildi.

Olmaz asla dost kiralık,
Dostluk oldu beş paralık;
Yokken yüzde hiç karalık
Kara yazma bez kesildi.

Emin söyler kısa, kısa;
Yüreğime düştü tasa;
Dost çamura basa, basa;
Gözden düştü, göz kesildi
                   17.04.1987









BİLEMEDİM II



Utanırım anlatmaya,
“Ar” mı desem bilemedim.
Bürünmüş de beyazlara,
“Kar” mı desem bilemedim.

Bir hoş oldum görür görmez,
İnsan nasıl gönül vermez;
İçim kaynar, elim ermez,
“Nar” mı desem bilemedim.

Sevda oldu, kalbe girdi;
Artık elden ne gelirdi…
Bir de güldü, ümit verdi,
“Yar” mı desem bilemedim.

Yanaştı da adım, adım;
Ben bir adım atamadım.
Diyecek söz bulamadım,
“Sar” mı desem bilemedim.
                            25.03.1988










GİDİYORUM İŞTE



Sen gibi zalimle işim kalmadı,
Aldım başımı, gidiyorum işte.
Çok çektirdin bana, geçim kalmadı,
Yıktım kaşımı, gidiyorum işte.

Ardıma bakmadan, uğurlanmadan,
Dostların dilinden azarlanmadan,
Kendimi yitirip, özürlenmeden,
Aldım başımı, gidiyorum işte.

Zulmüne karşılık nasıl ağlardım…
Artık sende sıra, ben çok yalvardım.
Bir kahveye girip, karara vardım,
Verdim boşumu, gidiyorum işte.

Emin’in sözünü hafife alma,
Cadılar gibisin, çöktün başıma;
Elindeyse hadi yıkılıp, kalma;
Sabır taşı mı? Gidiyorum işte.
                            01.03.1988




HAYAT VERİYORSUN


Ellerin ellerimde serum gibi
Kalbime kadar akıyorsun.
Çekme ne olursun…
Ellerin ellerimde serum gibi
Biraz daha dursun.
Hayat veriyorsun.

Gözlerin gözlerimde hançer gibi
Kalbimi delip geçiyorsun.
Batsın. Öyle dursun!
Kudurmuş gönlüm uslu dursun.
Gözlerin gözlerimde hançer gibi
Varsın, öyle dursun.
Hayat veriyorsun.

Yanağın meyve dolu bir bağ gibi
Dal budak meyve sunuyorsun.
Neye benziyorsun…
Gözlerim adını buladursun.
Yanağın meyve dolu bir bağ gibi
Kiraza, nara benziyorsun.
Aşka benziyorsun.
Velhasıl sen gözümde bir bağ gibi
Bozma, ne olursun!
Hayat veriyorsun.
                   29.02.1988














ÖZLEMİYORUM ARTIK



İster gel, ister gelme,
Beklemiyorum artık.
Derdini dertlerime
Eklemiyorum artık.

“Herkesten farkım” dedim,
“Derdimdir aşkım” dedim,
“Şiirim, şarkım” dedim,
Söylemiyorum artık.

Saçlarını tül diye,
Yanağını gül diye,
Gönlümü de kül diye
Bellemiyorum artık.

“Yüreğimi al” diye
Köklemiyorum artık.
Yanağını “al” diye
Koklamıyorum artık.

Varmam artık “yar” diye,
Sarmam artık “sar” diye,
Anılarda “var” diye
Yoklamıyorum artık.

Bir daha da “gel” demem,
Gözyaşına “sel” demem,
Altın olsan “pul” demem,
Özlemiyorum artık.
                   06.03.1988






















ENDİŞE



Bahar uyandı kış ortası,
Bir iş var gibi bu gidişte.
Öptüm ul’orta kaş ortası,
Bir iş var gibi bu öpüşte,
Bir şey olacak, bak, gör işte.

İşaret değil bence yaza,
Ya bir fırtına, ya bir kaza,
Belki de firak, hak mahfaza,
Bir iş var gibi bu sezişte,
Bir şey olacak, bak, gör işte.

Bu yerler şimdi nere benzer?
Tez açılan göz köre benzer,
Bu muhabbetim şerre benzer,
Bir iş var gibi bu sevişte,
Bir şey olacak, bak, gör işte.

Sözüm ilhamdır, sanma benim;
Yürüten başka, yürüyenim.
Bu gün bir alem; çok, çok şenim;
Bir şey olacak, bak, gör işte.
                            25.02.1988





KORKUYORUM

(SABIR GEREK)


Neşem kaçar seğirterek,
Çilem gelir seğirterek.
Korkuyorum, sabır gerek.

Beden sanki ağırlaştı,
Gönül küstü, kahırlaştı;
İçimden hep ikide bir
Kadere pes demek gelir.

Saat sanki asır oldu;
Derdim yüz bin küsur oldu.
Çok susadım feryadımla,
Ümit bitti damla, damla.

Zormuş hayat, yorucuymuş,
Ölüm bunun bir ucuymuş.
Takatim yok yaşamaya,
Düşüp kaldım döşemeye.

Neşem kaçar seğirterek,
Çilem gelir seğirterek.
Korkuyorum, sabır gerek.
                   15.02.1988










NE O NE BAŞKASI



Ne kumral var, ne sarışın;
Ne esmer var, ne başkası.
Gönül senin yakarışın
Ne ah-ı zar, ne başkası.

Arz-ı halin edemedin,
Bir ahtını güdemedin.
Gözyaşların, nedametin
Ne intizar, ne başkası…

Elin ermez, buruk için,
Dökülmüşsün, bilmem niçin.
Sazın, sözün biçim, biçim,
Ne bir Pazar, ne başkası.

Bilemezsin Leyla’n nerde;
Kaldın meçhul bir seferde.
Arıyorsun hep seherde,
Ne yol tozar, ne başkası.
                   15.02.1988

BÜLBÜL GİBİ ÖTÜLMÜYOR


İlhamım var kalem yazmaz,
Duygum coştu, dökülmüyor.
Derler ki hep bir şey yaz-maz
Ama ucu sökülmüyor.

Mısraları şöyle dizdim,
Şiir oldu diye sezdim;
Gülümseyip onu süzdüm,
Şiir bana hiç gülmüyor.

Şair olmak ne çok zormuş,
İnsanoğlu kafa yormuş.
Kelimeler alıp, kormuş;
Gelin gibi süzülmüyor.

Her laf şiir olsa idi,
Hatip olur bizim kedi;
Şair misin göster hadi…
Zülüf gibi örülmüyor.

Bir mısradan bin bir sayfa
Çıkmalı ki derin mana…
Nazik olsa cümle, mısra…
Diller kalın, bükülmüyor.

Gözün söyler, dilin dursa;
Gönlün sever, elin dursa;
Karşında da gülün dursa…
Bülbül gibi ötülmüyor.
                            17.02.1987








TOZPEMBE



Hayat ne çok güzelmiş,
Tozpembeden tozpembe.
Dünyam şimdi düzelmiş,
Tozpembeden tozpembe.

Senle bahar her mevsim,
Uğruna, var ölesim,
Sana olan her hissim
Tozpembeden tozpembe.

Kaf dağını geçmişim,
Sana kanat açmışım,
Öyle yere uçmuşum…
Tozpembeden tozpembe.

Sende buldum kendimi…
Dünyam masal âlemi;
Şimdi buldu tam demi,
Tozpembeden tozpembe.
                   13.04.1987









PES


Şarkılara verdim, kendimi bir müddet,
Şarkılar gönlümü ıslah etmedi; pes…
Zamana bıraktım, olmayınca himmet,
Zaman çok amansız, iflah etmedi; pes!

Beni mest eyleyen ne mey kaldı, ne gül…
Pes dedirtti artık, yaşamaya gönül.
Bıraktım can seni; artık yıkıl, dökül…
Beni yıkan diller “eyvah!” etmedi; pes!

Yaşamaya küstüm, pes dedim artık, pes!
Sevdalı gönülde söndü bütün heves.
Hıçkırık oldular çektiğim her nefes…
Bu derin yaramı silah etmedi; pes!

Gözlerim dünyayı tozpembe görürdü…
İlkbahara daldım isyana götürdü.
Bitmeyen bekleyiş arzumu öldürdü,
Ufuklar beni hiç agâh etmedi; pes…
                                      12.04.1987










SEVGİ-NEFRET


İlgiyle sevgi,
Sevgiyle aşk doğar.
Muhabbet büyütür de
Bir damlacık nefret boğar.

Hasretle gülüm!
Ölmez ki, büyür aşk…
Kül olsa yansa gönlüm,
Sevda denen rahmet yağar.

Sanki bir âlem,
Hislerim çok geniş.
Mutluluk gözümde nem…
Damla neme derya sığar.

Günahla tövbe,
Nefretle aşk ölür.
Acı söz batar kalbe…
Derinlere zehir ağar.
                   03.05.1987















İHTİRASIM



Başka sevgi, başka ilgi
Fazla gelir bana bil ki;
Sen yetersin, dünya ne ki…
Bir gönüle bir aşk yeter.

Evlat, ana, baba ile
Mutlu olur bir aile.
Yaşamaya sevda ile
Bir aile bir aşk yeter.

İhtirasım yalnız budur,
Sevgin bana ekmek, sudur.
Aşkım var ya… çok uludur.
Bu gönüle bu aşk yeter.
                   23.08.1987












HATIRLAMAK İMKANSIZ



Hatırlamak imkânsız,
Gönlüm sana mekânsız.
Seni öyle bildim ki…
Kalbin aşka imansız.

Sönmüş yıldızlar kadar
Uzaksın bana artık.
Mazimiz mezar kadar…
Belki daha karanlık.

Topraklara karışmış
Sönmüş yangın külüsün.
Kaderimden kovulmuş
Kabri meçhul ölüsün.

                   14.08.1987










İPEKTİR ELLERİN



İpektir ellerin elime değer,
Gitsem senin için ölüme, değer.
Sana değen eller gönlüme değer,
Kırar da kalbimi ederler yara.

Karabulut gürültüsü endişe verir,
Karlı dağların buzu derdimle erir.
Karlı dağlar arasında çağlar bir nehir,
Sana esir gönlüme dökme bir zehir.

Yumaktır ellerin elimde dursun,
Kıskananlar varsa varsın kudursun.
Mademki seversin, yar ne durursun,
Sonra bizi mecbur ederler zora.

Karabulut gürültüsü endişe verir,
Karlı dağların buzu derdimle erir.
Karlı dağlar arasında çağlar bir nehir,
Sana esir gönlüme dökme bir zehir.
                            06.08.1987















SEVGİYLE YÜREĞİN SEĞRİMEDİKÇE



Girdapta can kıvranırken
Bu gözler neşeyle bakabilir mi?
Ey dost! Kulakların böyle sağırken
Feryatlarım seni yıkabilir mi?

Sendeki bu taş kalp erimedikçe,
Sevgiyle yüreğin seğrimedikçe,
Hislerinle beynin ağrımadıkça,
Senle bir kul başa çıkabilir mi?

Görmeyi bilmiyor gözlerin senin,
Yakmayı biliyor yanmayan tenin,
Dilinle vurduğun acı darbenin
Altında ezilen kalkabilir mi?
                   22.04.1987









ZAMAN SANKİ DONDU KALDI



Efkârın buzdolabında
Zaman sanki dondu kaldı.
Karanlığın girdabında
Zaman sanki dondu kaldı.

Su gibiydi mutlu yıllar,
Kader sapan, beni sallar,
Toz dumanlı şimdi yollar,
Duman sanki dondu kaldı.

Biraz sabır ver Allah’ım,
Dağı yola ser Allah’ım,
Bağrımdaki ter Allah’ım
Umman sanki, dondu kaldı.

Sayılı gün çabuk geçer
Derler ama kaldım naçar.
Şafak nasıl ufku açar!
Zaman sanki dondu kaldı.
                   21.04.1987










GAMLANDI DA GAMLANDI



Bugün gönlüm neşesiz
Gamlandı da gamlandı.
Dert sınırsız köşesiz…
Zamlandı da zamlandı.

Keder boydan çok yüksek,
Çabalarım, sek ha sek…
Suratımda bir dirsek
Tamlandı da tamlandı.

Şu gönlümün hevesi,
Kaderimin cilvesi,
Gurbetçinin çilesi
Çomlandı da çomlandı.

Dalıp gittim mazime,
Hüzün doldu yüzüme.
Bir hal oldu gözüme…
Nemlendi de nemlendi.

Bağrı mecnun olanın…
Takdiridir Mevla’nın.
Özlemi var sılanın
Demlendi de demlendi.

Dayanmaz bu kol derde,
Ağaç yıkık, dal yerde;
Sıla nerde, yol nerde?
Kumlandı da kumlandı.

Yanık, yanık bir beste
Söyler gönül aheste…
Canım sanki kafeste
Gamlandı da gamlandı.

Emin gönül farkıyla…
Düştü kader çarkıyla.
Adım yârin adıyla
Namlandı da namlandı.
                   09.04.1987




















AHU GÖZLER



Ahu gözlerin del’eyler beni,
Bana bakışın lal eyler beni,
Belki de sana kul eyler beni,
Ceylanım benim, ahu gözlerin.

Katledir beni ah! o gözlerin,
Şu pervaneden yok mu haberin?
Bu bir tuzaktır belki, kaderin,
Cananım benim, ahu gözlerin.

Kurban olduğum, gözlerin ahu;
İsyankâr eder sözlerin çoğu,
Biçareyim ben, yardım et Ya Hu…
Sultanım benim, ahu gözlerin.

Yokluğun bil ki, bir melül eyler,
Beni bir bülbül, seni gül eyler;
Belki de aşkın beni kül eyler,
Ceylanım benim, ahu gözlerin.
                   27.03.1987










DUDAKLAR



Bir şey itiraf eder gibi
Titreyip duran dudakların.
Başlattı kalpte bir aşk harbi
Gönlüme vuran dudakların.

Titreterekten çıkar sesi,
Durdurur kalbi bir öpmesi,
O güzellik cismin ötesi
Mana fışkıran dudakların.

İki dudağın arasından
Çıkan seslerin sanki volkan,
Tebessüm ile başlar ferman
Alevler saran dudakların.

Her aşık benzetir kiraza,
Ben benzetirim peri kıza.
Seni hep naza, beni haza
Getirir her an, dudakların.
                   26.03.1987







Kapılırken rüzgarlara
Omzuna inen zülfün,
Şu gönlümü karıştırdı
Alev, alev yanan zülfün.

Tel tel zülfü karman-çorman
Rüzgârlar mı yaptı sunam?
Miski amber buram, buram
Tüter, güle dönen zülfün.

Rüzgarlarla kucaklaşmış,
Zülfün belden uzaklaşmış;
Ama bana pek yaklaşmış
Rüzgarlara binen zülfün.

Çevirmişsin sırtın bana,
Numaradır kastın bana,
Her şeyinle hastın bana,
Hele zülüf denen zülfün…

Bin bir mana karışığı,
Al renk verir gün ışığı;
Öldürme gel bu aşığı
Yaktı beni canan, zülfün.
                   26.03.1987




DELİDOLU



Küser barışır dünya ile
Delidolu gönül, delidolu;
Bilmez kendini, kendi bile…
Delidolu gönül delidolu.

Kâh hüzünlüdür, kâh neşeli,
Kah buz gibi, kah ateş, eli;
Kendi kendinden endişeli,
Delidolu gönül delidolu.

Koşar, koşar da yar peşinden,
Sonra vazgeçip döner birden;
Pişmanlığına sonra neden
Delidolu gönül delidolu.

Alevlere girdi, yanmadı,
Buzullarda kaldı, donmadı;
Bıktı sanırsın, usanmadı…
Delidolu gönül delidolu.

Bir kurur, bir çağlar hesabı…
Hem güler, hem ağlar hesabı…
Çelişkili bağlar hesabı.
Delidolu gönül delidolu.
                   16.03.1987







GÖZLERİNLE



Şimdi nere bakıyorsun
Yeşil, canlı gözlerinle?
Şimşek gibi çakıyorsun
Heyecanlı gözlerinle.

Aktın durdun gönlüme sen…
Sever miydim, sev demesen?
Nere gittin, yolum kesen!
Toz dumanlı gözlerinle?

Gözüm, gönlüm dile geldi,
Aşktan kalbim küle geldi,
Bitmeyecek çile geldi,
Keskin, canlı gözlerinle.

Boyun eğdim kem kadere,
Küstüm sana hem kadere,
Gözümdeki nem, kadere
Esir, kanlı gözlerimle.
                   07.03.1987















AŞKIN LÜGAT MANASI



Masallar, hikayeler, kitaplar, efsaneler
Aşk denen kelimeyi övseler de ne kadar…
İnanmam buna asla, ıstıraptır seneler;
Kaçamadım önünden, yerseler de ne kadar.

Aşkın lügat manası; bir yudum zehir tası;
Gizlidir hep arkası, serseler de ne kadar.
Güven olmaz sonuna, sığmaz asla kanuna,
Düşerler oyununa görseler de ne kadar.

Aşkın bir kurbanıyım, yaktı beni şiirler,
Şairler de zehiri bal diye yedirirler.
Göz pınarı durmaz ki çağlar durur seneler,
Dostlar gelip, teselli verseler de ne kadar.
                                      14.02.1987






KOŞUP GELDİM



Dayanamam yar gurbetin kahrına,
Uzun yollar koşup geldim sevdiğim.
Kalktım, düştüm kara toprak bağrına,
Susuz çöller geçip geldim sevdiğim.

Gurbet elde dünya bana dar imiş,
Hasretine gelmez kalbim, zar imiş,
Ne var ise yalnız sende var imiş,
Yüce beller aşıp geldim sevdiğim.

Toza, taşa, kara kışa göğsümü
Verip geldim, görmek için yüzünü.
Aramadım baharını, güzünü,
Nice yıllar koşup geldim sevdiğim.

Sarılmadın, “hoş geldin yar” diyerek,
Geçip gittin, sessiz boyun eğerek,
Aşkımı ben anlatmama ne gerek,
Sana küller saçıp geldim sevdiğim.

Dere boyu seyretmişim suyunu,
Gerçek gibi, suda gördüm boyunu,
Kuruttum da ben gurbetin soyunu,
Sana güller seçip geldim sevdiğim.
                                      10.08.1985










ONU ARAR ÖZLER



Bahar yeli tatlı sözler, hani?
Nerde kara üzüm gibi gözler?
Temmuz ayı gibi sıcak teni,
Gönül işte onu arar, özler.

Ha o dudak, ha şu dalda kiraz,
Yanak ise ateş gibi biraz,
Tuttu bu yaz mevsiminde maraz
Gönül hasta, onu arar, özler.

Salkım salkım kulağında küpe,
Göğsü mağrur, sanki şu Aktepe.
Aşkı olgun ama yaşı körpe,
Gönül düşte onu arar, özler.

Ha o kollar, ha şu üzüm şahı,
Kirpik, kalbe batan kalem mıhı,
Günah bilmez bir aşığın ahı,
Beste beste onu arar, özler.

Keben başı gibi serin kaşı,
Ekin yeli, sevda eser başı.
Bir bakışı keser belki taşı,
Her bakışta onu arar. Özler.

Siyah saçı selvi gibi dökük,
Yolum gibi değil, tel tel sökük,
Gönül çiçek toplar boynu bükük,
Deste deste onu arar özler.

Kalbim kaynar sanki kazan gibi,
Kaderim bir mağara, meçhul dibi,
Umut çayı akar, sıfır debi,
Gönül ye’ste, onu arar, özler.
                            17.07.1985




















SEVMESEYDİN ARAMAZDIM


Sen beni sevmeseydin
Ben seni aramazdım.
Hiç ümit vermeseydin
Ben seni aramazdım.

Gözüme bakmasaydın,
Kalbimi yakmasaydın,
Kafana takmasaydın
Ben seni aramazdım.

Sözlerin “olmaz!” derdi,
Gözlerin ümit verdi.
Olmasa gönül derdi
Ben seni aramazdım.

İçin de dışın gibi
Olsaydı aramazdım.
Kalbimin tek sahibi
Olmasan aramazdım.

Bir güldün bana karşı
Gözünde gördüm arşı.
Görmesem akan yaşı
Ben seni aramazdım;
Semtine uğramazdım.
         18.08.1985











AYRILDI DÜNYAMIZ



Sonumuz böyle mi olması gerekti?
Kırıldık, darıldık, ayrıldı dünyamız.
Aşkına ayrılık bir ölüm demekti,
Mezarlık yerine yarıldı dünyamız.

Benim de, senin de işkence kalbinde,
Hasretle, kederle sarıldı dünyamız,
Çözülmez sır mı var bilmece kalbinde?
Şaşırdım, nelerden ayrıldı dünyamız.

Senin de sevdiğin eminim gerçekti,
Aniden nefretle sarsıldı dünyamız.
Suçlu kim bellisiz, gönüller ne çekti…
Gerçekten hülyaya atıldı dünyamız.
                                      03.01.1986











KOMEDİNİN ZAMANI MI?



Gülmedim ben bugüne dek,
Gülümsedim ufak tefek;
Gülümsemek bana yetti,
Kahkahaya yoktur gerek.
“Komediye haydi” derler
“Zamanıdır şimdi” derler.

Ağladım hep bugüne dek
Hiç gülmedim ufak tefek.
Gözyaşlarım cana yetti
Yarim gibi doktor gerek.
“Komediye haydi” derler
“Zamanıdır şimdi” derler.

Komedinin zamanı mı?
Kaybetmişim cananımı,
Kahkahalar bana haram,
Öldürmeyin zamanımı.
“Komediye haydi” derler
“Zamanıdır şimdi” derler.
                   Aralık 1986








ARAR GÖNÜL



Dağlar taşlı, yollar uzak,
Dudaklarım çatlak, çatlak;
Ne bir at var, ne de Burak,
Sılasını arar gönlüm.

İçmek için aşk şarabın
Bilmek gerek hak kitabın;
Peşindeyim tek serabın
Mevla’sını arar gönlüm.

Sıra sıra dağlar engel,
Gönül düze, yola in gel,
Dostun nerde? Tez öğren, gel.
Leyla’sını arar gönlüm.

Yabancıyım, yolum ırak,
Yürü aşık, düşü bırak;
Kül köz etti, yaktı firak,
Yaylasını arar gönlüm.
                   09.07.1985






UNUTULMUŞ BİR DOST OLDUM



Anlatayım sormuyorsan,
Unutulmuş bir dost oldum.
Unutur mu seven insan?
Unutulmuş bir dost oldum.

Hem garip hem avareyim,
Aç kalbini, çek gireyim.
Çok yalnızım, biçareyim,
Unutulmuş bir dost oldum.

Bu hal nedendir acaba,
Boşa gitti bütün çaba.
Ne selam var, ne merhaba…
Unutulmuş bir dost oldum.

Ayrılık hiç aklımıza
Gelir miydi aşkımıza;
Bitmez derdim, yaza, yaza…
Unutulmuş bir dost oldum.

Mutluluğa umuttun da,
Bir gülüşle avuttun da,
Beni orda unuttun da…
Unutulmuş bir dost oldum.
                            11.05.1987











ÖYLE DERİN Kİ MANA



Öyle sıcak ki sesin…
Isıtıyor içimi.
Öyle derin ki mana…
Unutmuşum biçimi.

Güzelliğin çekmiş de…
Sevda kalbin suçudur.
Canım kurban seçilmiş
İbrahim’in koçudur.

Görmek için yüzünü
Bir sigara içimi…
Terk edip de gelmişim
Evi, barkı, geçimi...
         08.03.1987






BENİ BENDEN EDEN GÖZLER



Beni benden eden gözler
Seni senden eder bir gün.
Ciğerime batan sözler
Seni senden eder bir gün.

Ok gibidir kirpiklerin,
Deldi geçte, yaram derin.
Dalma öyle derin, derin,
Canı tenden eder bir gün.

Adam gibi sevemezsin,
Şımartırlar sevenlerin;
Çılgınlığa döner sevgin,
Seni senden eder bir gün.

Düşünürsen sen kendini,
Aşma sakın hiç haddini,
Kıskanırlar sevenini,
Seveninden eder bir gün.

Hırçınlığı bırak gülüm,
Çok uzakta değil ölüm.
Yarım sevgin bölüm, bölüm…
Seni senden eder bir gün.
                            08.03.1987











SEN BENİ SEVMESEN DE



Sen beni hiç sevmesen de
Ben seni sevecektim,
Senden gelen dertler için
Gözüme perde çektim.

Tatlı olsun, acı olsun,
Senden gelen her şeye,
Seve, seve razı oldum
Sevdiğim dosttan diye.

Aşkın beni varsın yaksın
Hem sızlar, hem gülerim.
Benim gülüm olmasan da
Mutluluklar dilerim.

Dalgıcıyız, senli, benli
İkimiz bir kaderin;
Dalacağız bu deryada
Belki de daha derin.

Belki firak çok yakındır
Ömür boyu sürecek;
Sen de benim her kahrımı
N’olur buna göre çek.

Ne yaparsa baş üstüne
Kadere isyan etmem;
Helak olsam, kahrolsam da…
Sana hiç bühtan etmem.

Ne yaparsın, kaderinse
Mutluluk ya da çile;
Çalış, çalış mutluluğa
Gerisin’ haktan dile.

Herkes mutlu olmaz ki,
Kimisi çile çeker…
Çilekeşler gibi ben de
Sürünsem ne fark eder.

Sanma sakın tembelliktir,
Birisi ezilecek;
Yalan dünya adil olsa
Mahşere kalmaz gerek.

Eminim ki böyle gönül
Her zaman mutlu olur.
En karanlık gecelerde
Yine umutlu olur.
                   14.12.1987













ÇIKMADI



Şans oyunu hiç gülmedi yüzüme,
Hayallerim ufuklardan çıkmadı.
Yüzde yüzlük bellediğim şey bile…
Hep gözlerim ufuklardan çıkmadı.

Kaderin ben çözemedim sırrını,
Bulamadım Eyyüp’lerin sabrını;
Şansa vermek karartmakmış yarını,
Dileklerim ufuklardan çıkmadı.

Dünya bile neşe bulmaz paradan,
İndir isyan bayrağını aradan
Hiç olmazmış vermeyince yaratan
Emellerim ufuklardan çıkmadı.
                            26.04.1987




















AŞK DENİRMİŞ



Bir hançer ki gözlerin, gözlerime çakıldı;
Şiddetinden içimde bir de ateş yakıldı.
Engebesiz yolumda gönlüm sana takıldı;
Aşk denirmiş bu hisse, bir de ateş yakıldı.
                                      11.09.1987



















YA BENLE OL YA DA YALNIZ



Gönlüm kıskanç, gönlüm arsız,
İhanete dayanıksız.
Kurbanınım başka sevme,
Ya benle ol ya da yalnız.

Seni solmuş çiçek gibi
Görmek bana ölmek gibi;
Dua gibi, dilek gibi…
Ya benle ol ya da yalnız.

Elde görsem kahrolurum,
Can evimden vurulurum,
Kıskancımla yar ölürüm,
Ya benle ol ya da yalnız.
                   24.08.1987











SENİN İÇİN



Bir hayat var ki düşlediğim,
Örtülen tüller senin için.
Sensin Allah’tan dilediğim,
Dileyen diller senin için.

Bir rüyadır o ikimize,
Sevgi katacak sevgimize,
Bakmadan bile kışa, güze,
Aşılan yollar senin için.

Renkli rüyamsın gece, şuam,
Benim dünyamsın, dilde duam…
Hayalimdeki mutlu yuvam…
Açılan kollar senin için.

Uzakta kaldı bizim eller,
Gücümüz yetmez, uzun yollar…
Sevda bağında nice yıllar
Dolaşan yeller senin için.

Çektiğim mecbur, sille ağır;
Gönülce azim, bunca sabır,
Yanar yanarım, küller kalır,
Saçılan küller senin için.

Gezerim aşkın sarp dağında,
Düştüm derde gençlik çağımda,
Burcu burcu sevda bağında
Açılan güller senin için.

Kovulmuşum ben belde belde,
Yürürken yolda, yaban elde,
Görürüm seni hep hayalde,
Göz pınarımda akan selde,
Akan ak teller senin için.

                            29.01.1985

















KALBİM BAĞIMSIZ İRADEMDEN



Kalbim bağımsız irademden,
Sana bağlıdır çözülmüyor.
Ne sözden anlar ne kalemden
Senden başka şey yazılmıyor.

Kalpten geçen akıldan geçmez,
Mantıklı yoldan bir şey seçmez,
Can alsan da senden vazgeçmez,
Yanar, yanar da üzülmüyor.

Sert kalbin sanki bir mermer taş,
Ne demek kalbimdeki ataş,
Nakşedilmişsin, Mevla nakkaş,
Aşkın kalbimden kazılmıyor.

Ruhum uzakta, can var tende,
Ben bendeyim de kalbim sende,
Ben de şaştım; bu ne hal bende,
Sanki bilmece, çözülmüyor.

Emin’de herkes gibi bir kul,
Kalbim mesajdır, ruhum zarf-pul,
Beni ararsan yar! Sende bul;
Varıp gelmekle bozulmuyor.
                        30.01.1985





BERDUŞ DEĞİLİM



Burada kızlar hep pozları cilveli,
Şeytanca dururken melek mi demeli?
Günah yapmamak için olmalı veli,
Gurbetçiyim kızlar, berduş değilim ben.

Benim karım değil sizlerle uğraşmak,
Mecburi tutmayın sizlerle yarışmak,
Hakkınız değil gönlüme karışmak,
Gurbetçiyim kızlar, berduş değilim ben.

Ben burada terlerken, gözümün önünden
Hep geçip durmayın sahiller yönünden,
Anlamam şimdi ben eğlence, düğünden,
Gurbetçiyim kızlar, berduş değilim ben.

Günde yüz defa mı denize girilir?
Bir sergi her gün mü yerlere serilir?
Herkese aynı mı gülücük verilir?
Gurbetçiyim kızlar, berduş değilim ben.
                               28.06.1986








SENSİN



Aşkımın ustası,
Derdimin devası,
Gönlümün davası
Sensin ah! Sevgili.

Sen masallar kızı,
Gönlümde var sızı;
Alnımdaki yazı
Sensin ah! Sevgili.

Rüyadan, gerçekten,
Yapraktan, çiçekten,
Arıdan, petekten
Sensin ah! Sevgili.

Cümlemde, hecemde,
Günümde, gecemde,
Neşemde, acımda
Sensin ah! Sevgili.

Arayıp bulduğum,
Bakıp mest olduğum,
Aşkından solduğum
Sensin ah! Sevgili.

Kaptırmam ellere,
Düşürmem dillere,
Sararım güllere
Seni ah! Sevgili.

Sözün en doğrusu,
Üzme bu huysuzu,
Aşkın tadı, tuzu…
Sensin ah! Sevgili.
                Eylül 1986















YA ÇIKIP GİT KALBİMDEN


Soldurduğun yüzüme
Gel şöyle bir nazar et;
Girip de taa özüme
Kim dedi mezar et!

Tutsaydın sen elimden
Bu hallere gelmezdim;
Mecnun gibi sevgimden,
Sürünmekten çok bezdim.

Ya çıkıp git kalbimden,
Ya tamir et yeniden;
Dileğim o Rabbimden
Yar bileyim seni ben.

Ama artık inandım
Bu aşkımız nazardır,
Mazimize uzandım
Aşkımıza mezardır.

Aramızda iller var,
Hayalin bile hayal;
Karmakarışık olmuş
Vesvese ile hayal.

Meyusum ama yine
Ümitle yes karışmış;
Eminim nefesime
Senden nefes karışmış.
                   10.02.1987

SIRDAŞ


Sarıl bana sarmaş dolaş,
Karış kana, kalbe ulaş.

Dağı deldim, sana geldim,
Çok yükseldim, sen de yaklaş.

Göz göze biz bir şey deriz,
Bu sevgimiz eder ayyaş.

Senli, benli, dünya şenli;
Yedi benli şuh arkadaş.

Oturayım, hep bakayım,
Günüm, ayım, canım sırdaş.

Sevdiğim bir, sorma kimdir;
Kalbime gir, ol bir sırdaş.

Yoksa hiç pul, yeter bir çul;
Bana sokul yavaş, yavaş.

Kalbim seğrir, içine gir,
Öğren nedir? Ol bir sırdaş.

Mevsim yazdır, bu aşk azdır,
Sevgi farzdır, yaklaş; yaklaş.
                04.01.1988


SEVDİ GÖNLÜM



Gözüm gördü sev dedi,
Sevdi gönlüm aşk ile.
Akla sordu sev dedi,
Sevdi gönlüm aşk ile.

Sevgi öyle uluymuş
Mutluluğun yoluymuş;
Sende hayat doluymuş,
Sevdi gönlüm aşk ile.

Sordum güle “sev” dedi,
Sevdi gönlüm aşk ile.
Rabbim bile “sev” dedi,
Sevdi gönlüm aşk ile.

Aşktır kalbin zirvesi,
Sefa ile mervesi;
“Lebbeyk” olur cilvesi,
Sevdi gönlüm aşk ile.

Güller seni kokluyor,
Sende güller kokuyor,
Bende bir hal oluyor,
Sevdi gönlüm aşk ile.
                06.08.1988

SENİ ARAR



Hayal meyal düşümdesin,
Yine eski biçimdesin,
Unutmadım, içimdesin,
Bil ki kalbim seni arar.

Geziyorduk ikimiz bir,
Seviyorduk, sevgimiz bir,
Rüya imiş; gerçek nedir?
Bil ki kalbim seni arar.

Bizi hasret koyan kimdi?
Neredesin bilmem şimdi?
Sevgin bana bir hekimdi,
Bil ki kalbim seni arar.

Yaşıyorum senin için,
Ağlıyorum senin için,
Bulunmadın, bilmem niçin?
Bil ki kalbim seni arar.

Senin gibi bakar biri…
Yüreğimi yakar biri.
Hayallerin bomboş yeri,
Bil ki kalbim seni arar.
                23.09.1984


YALVARDIKÇA


Geçilmez engellere gel, öyle bir haykır!
Çatır çatır kırılsın dedim,
Mutluluğa varılsın dedim,
Sen şu gönlümü kırdın.
Şu yüce dağlar el ele, tıkır tıkır,
Adım adım aşılsın dedim,
Masal gibi şaşılsın dedim,
Sen dağlara ağ kurdun.

Her nereye gitsem, her an zulmün hazır;
Cana yetti, bitsin dedim,
Cana yetti, bitsin dedim,
Sen inadına vurdun!
Yalvardıkça kudurdun.

Gel, gönlümün baharına saltanat kur;
Hayat boyu senindir dedim,
Aşkta beni sevindir dedim,
Sen gönlüme ok vurdun.
Yıkılmış gönlümü şöyle bir kere sor;
Hayat tekrar canlansın dedim,
Sen bende kansın, cansın dedim,
Bin bahane yutturdun,
Yalvardıkça kudurdun.
                28.08.1984









NE DERSİN?



Yaşanmaya değer en güzel günlerim
Uçup gittiler hep seninle beraber.
Yiyip bitirdiler beni hüzünlerim,
Şimdi acı bir dram, dünyam oldu makber.

Meyusane gönül derinden vuruldu, ne dersin?
Zulmünle aşka direncim kırıldı, ne dersin?
Senden merhametli ecel var; sarıldı, ne dersin?
Ne dersin kim bilir? Belki iyi haber!

Kuvvetli bedenim kalpten yıkık, köhne,
Aşk denen macera zor yaşanan sahne,
Çok geç anladım ki, aşkın, sevgin sahte,
Yaşadın keyfince, sevenden bihaber.
                               23.09.1984


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder